"Parçalanma, biz hepimiz casusuz, ajanız, gelinciğiz, hayatta kalmak her şeye değer. Putin'in canavarımsı yılan çukurunu yenmek her şeye değer, Nate'in ölmesini izlemek zorunda kalsan, dushka, ya lyublyu tebya vsem serdtsem, seni tüm kalbimle seviyorum"

Kremlin'in Adayı ile Kızıl Serçe üçlemesini bitirdim. Düşüncelerimi toparlmak da epey zaman aldı. Okuduğum en heyecanlı ve kapsamlı seriler arasına kesinlikle giren bu üçleme, casuslardan entrikalara, gizli operasyonlardan, manipülatif karakterlere kadar her şeye sahip nefis bir seriydi. Yazarın eski bir CIA memuru olması da verilen detayların daha gerçekçi bir hal almasına katkı sağlamıştı. Bölüm sonlarında verilen yemek tarifleri kadar harika olan tek şey, mekanların, hislerin, ve aklınıza gelebilecek her bir detayın, oldukça gerçekçi bir şekilde tanımlanmasıydı.

Karakterler ile birlikte sevindim, üzüldüm, korktum, heyecanladım. Taraf bile seçtim. Dominika, okuduğum en sevgi dolu, en şaşırtıcı, sevilmesi en kolay ve kesimlikle deli cesaretine sahip tek karakterdi. Kitabın kapağını kapatırken, hiçbir karaktere veda edemediğim için bugün filmini tekrar izleyeceğim ve ileride, mutlaka bir kez daha okuyacağım. O zamana kadar,

SON SON SON